Öğrenci Gençlik Hareketi Üzerine Notlar – 3

“Yolculuğa çıkanın anlatacakları vardır”
Walter Benjamin, Son Bakışta Aşk

Öğrenci Gençlik Mücadelesinin Yeri

Üniversitelilerin ‘zaman’ları diğer toplumsal kesimlere oranla sermaye tarafından daha az kontrol edilir. Üniversitelilerin bu özelliği sebebiyle öğrenci gençlik hareketinin niteliği toplumsal konumuna bağlı olarak şartlanır. İkinci olarak öğrenci gençlik, diğer toplumsal kategorilerden görece özerk konumu itibariyle sistemin eleştirisini yapma ve sistemin dışında alternatif mevziler yaratabilme potansiyeli ile toplumsal hareketlerin motor gücü durumundadır.

Toplumsal konumunun farklılığı ve zamanının sermaye tarafından daha az kontrol edilmesinin bir sonucu olarak bilgiyi kullanmaya elverişli pozisyonu, öğrenci gençliğinin harekete geçmesinin en temel gerekçesi olmuştur. Öğrenci gençliğin dinamizmi sistemin ve devletin örgütlü bir biçimde hegemonyasını tesis etmeye çalıştığı ideolojiyi eleştirme ve bu ideolojinin uygulamalarına karşı durmasıyla ortaya çıkar. Türkiye gençlik hareketi tarihinde de sabitlenmiş olarak gördüğümüz itiraz etme eğilimi, öğrenci gençlik mücadelesi açısından ideolojik-politik bütünlüğün ve hareketliliğin can damarı olmuştur.

Öğrenci gençlik hareketinin var olan bu dinamizmi ve bu dinamizmi başka alanlara taşıyabilme potansiyeli, öğrenci gençlik hareketini ya da öğrenci gençlik hareketinin bir bileşenini karmaşık olan sınıflar mücadelesindeki bir örgüt yerine ikame etmek bu analizlerden doğru yapılan hatalı bir çıkarımdır. Bu çıkarımı uygulamaya çalışan öğrenci gençlik hareketinin bileşeni ya da bileşenleri üniversite hareketinden kuşkusuz dışlayacaktır. Unutmayalım ki üniversite hareketi basit bir anlamda öğrenci gençlik örgütlerinin insan sayısını arttırdığı bir mecra ya da tabanlarını genişletmek için ilişkilendiği bir ağ değil, gündelik hayatın çelişkileriyle yüz yüze gelinen ve bu çelişkileri politikleştirerek ‘hayatın kendisini örgütleme’ iddiasının önemli somut karşılıklarının olduğu bir zemindir. Dolayısıyla Türkiye Devrimci Hareketi üniversite siyasetine kendi dar örgütsel çıkarları üzerinden değil, toplumsal hareketler açısından önemli bir sac ayağı olarak bakmalıdır.

Öğrenci Gençlik Hareketinde Özneler ve Özneleştirme

Türkiye öğrenci gençlik hareketi tarihinde yaratılan devrimci kırılmalar ve dönüm noktalarının öznel niteliklerinde ortak bir nokta vardır: Kendi dönemine damgasını vurmuş, yol açıcı olmuş ve belli bir mücadele tarzı/hafızası bırakmış örgütler, bu kırılma ve dönüm noktalarını o dönemin kendi özneleri ile başarmıştır. Kuşkusuz yaratılan bu özneler gökten inmiş değillerdir, arka planda ciddi bir örgütlülüğün ve kolektif organizasyonun sonucu olarak yaratılmışlardır. Dönemin kendi öznelerin yaratılması ve devrimci bir tarzda bu öznelerin önünün açılması bu dönemin mücadele tarzını da değiştirecek, oluşturulacak yeni bir karşı duruşa ve hareket tarzına rengini verecektir.

Devrimci Gençlik’ten Öğrenci Koordinasyonu’na kadar öğrenci gençlik hareketinde yapılan sıçramalar, dönemin kendi özneleriyle ve özneleştirmeye zemin hazırlayacak kanallarıyla birlikte eskiye bir tepki olarak özgün ideolojik-pratik sıçramalar ve geçmişin niteliksel anlamda aşılmasıyla meydana gelmiştir. Doğru bir siyasi çizginin dönemin öznelerinin hazırladığı politik bir programla hayata geçirilmesi ve durağan olmayan, dinamik bir hareket tarzında ilerlemesi özgün bir teorik-pratik sıçramanın parolasıdır ve güncelliğini korumaktadır. Theodor W. Adorno’nun ‘Cüce Meyve’ fragmanında söylediği, “Gözünüzdeki kıymık en büyük büyüteçtir”[1] sözü öğrenci gençlik hareketinin gelişim seyrini güzel bir şekilde özetlemektedir. Bu ‘kıymık’ mücadele tarihimizin kazanımları ve sıçramalarıdır. Dönemin öznelerine düşen ise bu kıymığı bir büyüteç olarak kullanarak özgün, güncel teorik-pratik kazanımlar yaratmalıdır. Mücadele tarihimiz ve hafızamız hazırdan yiyerek tüketeceğimiz bir sol romantizm nesnesi değil bugünü anlamak ve bugün daha iyisini yapabilmek için aşmamız gereken çitalardır. 

Öğrenci Gençlik Hareketinin Müdahale Olanakları
Öğrenci gençlik hareketine bakış açısı farklılıklarını belirginleştiren bir diğer mesele üniversite siyasetini anlamlandırma ve ele alma biçimidir. Yukarıda belirtildiği üzere üniversite siyaseti salt dışarıya kadro devşirme ya da öğrenci gençlik örgütlerinin tabanlarını genişletmek için ilişkilendiği bir ağ değildir. Öğrenci gençlik örgütü, üniversitelinin ve üniversitenin sorunlarını tespit edip bu sorunları gündemleştirerek çözüme ulaşması için iradi bir çaba göstermelidir. Öyle ki üniversite ve üniversitelinin sorunları kişisel hoşnutsuzluklardan ziyade akademik-demokratik mücadele çerçevesinde ele alınarak değerlendirilmelidir. Bu anlamda ise; en basit akademik-demokratik talebin gerçekleştirilmesi için üniversitenin demokratik biçimde örgütlenmesi gereklidir. Bu örgütlenme üniversite sınırları içinde kalmayarak toplumsallaşma stratejisinin bir sonucu olan kitleselleşme ile birlikte politik alana bir müdahale imkanı yaratacaktır. Politik alana müdahale olanağı sebebiyle de üniversite siyaseti memleket siyasetinden ayrı tutulamaz. Bu analiz, sahte bir umudun ilanı değil 1971 devrimci kopuşundan itibaren politik arenada ciddi gedikler açan hareketlerin ortaya çıkış koşuludur.

Bağımsız Öğrenci Gençlik Hareketi ve Partili Gençlik

Öğrenci gençlik hareketi sınıflar mücadelesinin ikamesi değil öğrenci gençlik hareketlerinin tarihsel pratiklerinin de gösterdiği gibi sınıf merkezli bir mücadelenin sac ayaklarındandır. Öğrenci gençlik hareketi bu anlamda sınıf mücadelesine sadece kadro çıkartacak alanlar değil sahip olduğu potansiyel dinamizm sebebiyle başlı başına bir mücadele alanıdır. Bu mücadele alanının en sağlıklı ve verimli bir şekilde değerlendirilmesi, bu mücadele alanının sorunlarını en iyi bilen öznelerin kararları kendisinin alması ve uygulaması ile mümkündür. Öğrenci gençlik hareketinin bağımsızlığının anlamı bu şekilde anlaşılırsa gerçek bir bağımsızlık söz konusu olur.

Öğrenci gençlik hareketinin bağımsızlığının önemi ve gerekliliği tarihsel pratiklerle apaçık bir biçimde önümüzdedir. Tepeden inme bir şekilde uygulanması istenen siyasi programlara sahip olan yapıların başarısızlıkları ve durağanlıkları herkesin malumudur. Kuşkusuz öğrenci gençlik hareketi ile Türkiye devrimci hareketi arasında bir hiçbir bağ kurulmaması hem yanlış hem de hatalıdır ancak kurulacak bağın niteliği ideolojik-politik bir bağımlılık değil ideolojik-politik bir bağlılık çerçevesinde ilerlemelidir. Bu perspektif, öğrenci gençlik hareketinin işçi sınıfının bağımsız siyasi eylemiyle ilişkisinin önemli bir biçimi olan kadro fonksiyonunu güçlendirecek, genişletecek, ön açıcı olacak ve kurulan faydacı ilişkilerin önüne geçecektir.

Sonuç Yerine

Öğrenci gençliğin bulunduğu toplumsal kategori, sistemi eleştirebilme ve sistemin dışına çıkabilme olanağı tanımakla beraber bilgiye ulaşılması ve bu bilginin kullanılması konusunda da ciddi avantajlar sağlamaktadır.

Üniversite hareketine yönelik perspektif üniversite siyasetine yönelik bakış açılarını da belirginleştirecektir. Üniversite hareketi sadece dışarıya kadro devşirmek için ilişkilenen bir ağ değil başlı başına bir mücadele alanıdır.

Dönemin güncel konjonktürüne uygun teorik ve pratik özgün sıçrayışlar ancak dönemin kendi özneleri tarafından bağımsız bir öğrenci gençlik hareketinin oluşturduğu bir zeminle mümkündür.

Toplumsallaşma stratejisinin hayata geçirilmesiyle oluşacak kitleselleşme, politik arenada öğrenci gençlik hareketine müdahale alanı yaratacak ve mevcut sıkışmışlık aşılmış olacaktır.

Öğrenci Faaliyeti olarak, bağımsız, meşru, militan tarzda bir devrimci öğrenci hareketi yaratmak iddiamızın bu temel ilkeler çerçevesinde gelişeceğini bir kez daha ilan ediyoruz! Üniversiteye yabancılaşan öğrencileri yeni mücadele kanalları yaratarak harekete geçirmek için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyeceğiz. Geçmişi bugünü anlamlandırmak, geleceğe umutla bakmak için yanı başımızda tutuyoruz.


[1] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, syf 52, Metis Yayınları, 3. Baskı, Kasım 2002

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir