#Korona Günlerinde Kitap | Gazap Üzümleri – John Steinbeck
John Steinbeck’in tartışmasız en büyük eseri olan ve ona Pulitzer ödülünü kazandırmıştır.
Gazap Üzümleri, 1939’da ilk kez yayınlandığında şok etkisi yaratmış ve büyük tartışmalara yol açmıştı.
Tüm dünyayı etkileyen “Büyük Buhran” döneminde,(Büyük Buhran; Amerika’da, otuzlu yıllarda ekonominin çökmesiyle meydana gelen olaya verilen isimdir.) tarımın kapitalistleşmesi ve krizler yüzünden yoksullaşan ve mülksüzleşen yığınların ayakta kalma mücadelesinin anlatılıyor.
Steinbeck, açlık, sefalet ve zorbalık yüzünden evlerini terk edip yollara düşmek zorunda kalan binlerce işçi ailesinden birine odaklanıyor.
Boşa çıkan umutların, hüzne dönüşen sevinçlerin arasında insanlığın direncini ve onurunu çarpıcı bir dille anlatan, kapitalizmi eleştiren Gazap Üzümleri, 20. yüzyılın en önemli eserlerinden biridir.
Tom, işlediği cinayet sebebiyle yedi yıl hapis cezasına çarptırılmış. Yedi yılın sonunda hapisten çıkan Tom, evinin yolunu tutar. Ancak vardığında ailesi orada yoktur, dahası evinin yerinde de yeller esmektedir. Komşusundan ailesi ve evi hakkında bilgi alan Tom, dönemin kurak Amerika’sı sebebiyle ailenin topraklarını artık işleyemediğini, açlık ve sefalet çeken ailenin bu nedenle Kaliforniya’da portakal bahçelerinde çalışmak üzere yola çıkma hazırlığında olduğunu öğrenir.
Kitaptan alıntılar;
“Yakında havayı da parayla satacaklar.”
“Açlığı, yalnız kendi büzülmüş midesinde değil, çocuklarının da büzülmüş karınlarında duyan bir adamı nasıl korkutabilirsiniz?”
“Eh hepimiz hayatımızı kazanmak zorundayız.”
“Öyle,” dedi Tom. “Ama keşke başkasının hakkını almadan kazanmanın bir yolunu bulsaydın.”
“Herkes kolayca çöker, önemli olan direnebilmektir.”
“İki, birden iyidir. Çünkü emeklerinin mükâfatlarını iyi görürler. Çünkü birisi düşerse, öteki onu kaldırır. Yazık, o kimselere ki, yapayalnızdırlar ve düştükleri zaman yardımlarına gelecek kimseleri yoktur. “
“Eğer ileriye doğru adım atılmasaydı, eğer insanlarda ilerleme açlığı olmasaydı, bombalar patlamaz, insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılmazlardı.”
“Gece karanlıkta ortalıklarda olacağım. Bakabileceğin her yerde olacağım. Aç insanların karnını sayesinde doyuracağı bir kavga varsa ben orada olacağım. Nerede polis birini dövse ben orada olacağım. İnsanların çılgına dönüp haykırışında ben olacağım. Bebelerin açken akşam yemeğinin hazır olduğunu bilip gülüşlerinde ben olacağım. Ve insanlar kendi yetiştirdiklerini yiyip, kendi yaptıkları evlerde yaşadığı zaman, ben orada da olacağım.”
“Ben düşman denince hep şeytanı düşünürdüm. Bu yüzden tüm savaşımı şeytana karşı verdim. Ama memleket şeytandan beter bir düşmanın pençesine düşmüş.”
” Sakin ol, sabırlı olman şart. Bak Tom, o tip insanların hepsi yok olduktan sonra bizim gibiler hâlâ yaşıyor olacak. Asıl yaşayan insanlar biziz. Onlar bizi yok edemez. Halk biziz, biz devam ederiz”
“Banka insana benzemez. Elli bin dönüm toprağa sahip kişi de insana benzemez. O da canavardır.”